4702 Sayılı Tebligat Kanununda Düzenlenen Tebligat Uets Tebliğ İşlemleri
top of page

4702 Sayılı Tebligat Kanununda Düzenlenen Tebligat ve diğer Tebliğ İşlemleri

Tebliğ İmkansızlığı Ve Tebellüğden İmtina:


Madde 21 – (Değişik : 6/6/1985 - 3220/7 md.)

"Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır."


Tebliğ evrakında gösterilen adreste, muhatap ya da muhatap yerine kendisine tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri bulunmazsa ya da bulunup da tebliğ evrakını almaktan kaçınırlarsa yani imza atmaktan imtina ederlerse, tebligat 21.maddeye göre yapılır.


Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre: “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır”.


Muhatabın bilinen en son adresine çıkartılan tebligatın iade edilmesi ve adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin bu adresten farklı olması halinde; adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine “MERNİS adresi” şerhi verilerek Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat çıkartılmasının yeterli olup olmadığı, öncelikle bu adrese normal bir tebligat çıkartılmasının gerekip gerekmediği hususları değerlendirilmiştir.

Karar öncesi uygulamada, örneğin, İstanbul Anadolu Adliyesi İcra Dairesi’nden son bilinen adresi İstanbul olan borçluya çıkarılan ödeme emri tebligatının iade dönmesi akabinde, borçlunun MERNİS adresinin farklı bir yer, örneğin Eskişehir olması halinde; Eskişehir’e yeniden normal bir tebligat düzenleniyor, bu tebligatın da iade dönmesi sonrasında ise ancak Tebligat Kanunu madde 21/2’ye göre tebligat düzenlenebiliyordu.

Artık muhatabın bilinen en son adresine çıkartılan tebligatın iade edilmesi ve adres kayıt sistemindeki yerleşim adresinin bu adresten farklı olması halinde, adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine çıkartılacak yeni tebligata mernis şerhi işlenerek 21/2’ye göre tebliğ edilmesi yeterli olacak; tespit edilen yeni adrese önce normal bir tebligat çıkartılmasının gerekmeyecektir.


Yargıtay 12. HD., 2016/979 E., 2017/1346 K., 7.2.2017 T.;


"...Şikayet ödeme emri tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek bu adrese TK'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden dağıtıcı tarafından TK'nun 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı açıktır. Şikayete konu ödeme emri tebliğ evrakı üzerinde; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından TK'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının kendiliğinden ödeme emri tebliğ işlemini TK'nun 21/2. maddesi uyarınca yapması yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırıdır. Bu nedenle, sözü edilen tebligatın usulüne uygun yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Öte yandan, usule aykırı tebliğin hükmü ise; Tebligat Kanunu'nun 32. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 53. maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan maddelerde, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği belirtilmiştir. O halde, mahkemece, şikayetin kabulüyle borçlunun usulsüz tebligattan haberdar olduğunu beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir..."


Yargıtay 12.HD., 2012/17610 E., 2012/34966 K., 27.11.2012 T.;


"...Somut olayda şikayet konusu yapılan tebligatın TK.'nun 10/2. maddesi gözardı edilerek borçluya önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK.'nun 21/2. maddesine göre çıkartıldığı ve bu tebligatın yukarıda anlatılan nedenlerle usule aykırı bir tebligat olduğu görülmüştür. Usule aykırı tebliğin hükmü ise 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun ilgili maddesinde ve Tebligat Yönetmeliği'nin ilgili maddesinde düzenlenmiş; tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği belirtilmiştir.O halde mahkemece ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğuna yönelik şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin tebligattan haberdar olunduğu ileri sürülen <08.02.2012> olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir..


Yabancı Memlekette Tebligat Usulü:


Madde 25 – "Yabancı memlekette tebliğ o memleketin salahiyetli makamı vasıtasiyle

yapılır. Bunun için anlaşma veya o memleket kanunları müsait ise, o yerdeki Türkiye siyasi memuru veya konsolosu tebligat yapılmasını salahiyetli makamdan ister.

(Mülga: 19/3/2003-4829/18 md.)"


Yabancı memleketlerde bulunan kimselere tebliğ olunacak evrak, tebligatı çıkaran merciin bağlı bulunduğu vekalet vasıtasiyle Dışişleri Bakanlığıne, oradan da memuriyet havzası nazarı itibara alınarak ilgili Türkiye Elçiliğine veya Konsolosluğuna gönderilir. Şu var ki, Dışişleri Bakanlığının aracılığına lüzum görülmeyen hallerde tebligat evrakı, ilgili Bakanlıkça doğrudan doğruya o yerdeki Türkiye Büyükelçiliğine veya Başkonsolosluğuna gönderilebilir.


Siyasî Temsilcilik Aracılığıyla Yabancı Ülkedeki Türk Vatandaşlarına Tebligat:


7201 sayılı Kanunun 25 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 25/a maddesi eklenmiştir.MADDE 25/a —" Yabancı ülkede kendisine tebliğ yapılacak kimse Türk vatandaşı olduğu takdirde tebliğ o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu aracılığıyla da yapılabilir."



Yargıtay 2.HD., 2006/9910 E., 2006/17912 K., 19.12.2006 T.;


“….Dava dilekçesi ve duruşma günü yurt dışında bulunan davalıya Tebligat Yasasının 25/a maddesi uyarınca Türkiye'nin Zürih Başkonsolosluğu aracılığıyla 20.10.2005 gününde tebliğ edilmiştir. Davalı, bu tebligatla davet edildiği 29.11.2005 günlü ilk duruşmaya gelmemiştir. Yetki itirazı 16.02.2006 günlü oturumda verilen dilekçe ile ileri sürülmüştür. İtiraz süresinden sonra yapılmıştır. Davada hakimin resen (kendiliğinden) dikkate alacağı bir yetki kuralı (kesin yetki) söz konusu değildir. O halde, yetki itirazının reddine karar verilmesi ve işin esasının tetkiki gerekirken yazılı biçimde davanın yetki yönünden reddi usul ve kanuna aykırıdır…”


Yargıtay 17.HD, 2018/1826 E., 2018/12634 K., 24.12.2018 T.;


“…Mahkemece, davalı ...'ün "... Almanya" adresine gerekçeli karar ve davacı vekilinin temyiz dilekçesinin Tebligat Kanununun 25/A maddesine göre tebliğ yapılması için yazılan yazının davalının Türk vatandaşı olmaması nedeniyle T.C. Frankfurt Başkonsolosluğunca 08.10.2013 iade edildiği ve mahkemece bu kez Tebligat Kanununun 25. maddesi gereğince usulüne uygun olarak gerekçeli karar ve temyiz başvuru dilekçesinin davalıya 13.01.2015 tarihinde tebliğ edilmesine göre, 14.07.2015 tarihli ek karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan, temyiz itirazlarının reddiyle ek kararın onanması gerekmiştir…”


Adres Değiştirmenin Bildirilmesi Mecburiyeti:


Madde 35 –


“Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.


(Değişik fıkra: 11/1/2011-6099/9 md.) Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.


(Değişik: 19/3/2003-4829/11 md.) Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.”


Buna göre, daha önce kendisine veya gösterdiği adresteki tebliğ evrakını almaya yetkili kimselere tebligat yapılan kimse, değişen yeni adresini tebliğ çıkaracak yargı merciine bildirmez ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde 35. maddeye göre (kazai) tebligat yapılmasına karar verilir.

Uygulamada icra takiplerinde 35. madde yalnız tüzel kişilere tebligat yapılamaması halinde ticaret sicil adreslerinde kayıtlı adreslerine tebligat yapılması amacı ile kullanılmakta ise de, aynı maddenin gerçek kişiler için de uygulanması mümkündür. Burada, öncelikle dikkat edilmesi gereken husus şudur: Tebligatın daha önce aynı adreste muhataba ( ya da onun adına tebligatı almaya yetkili kimselere) en az bir kez yapılmış olması.Muhatabın taşındığı yeni adresi ilgili yargı merciine bildirmemiş olması.Tebliğle görevli memurun, adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresinin tespit edilememiş olması.Yukarıda sayılan şartlar sağlanmadığı sürece 35. Madde uygulanmaz. Aksi takdirde yapılan tebligat usulsüz olmaktadır.Örnek olarak Yargıtay kararı; "Sanık adına çıkartılan duruşma davetiyesinin, herhangi bir adres değişikliği söz konusu olmadığı halde 7201 sayılı Yasa’nın 35. maddesine göre tebliğ edildiği, dolayısıyla usulüne uygun bir tebligat bulunmadığı, ıttıla (öğrenme) nın da söz konusu olmadığı, bu suretle de savunma hakkının kısıtlandığı gözetilmeden yazılı biçimde mahkûmiyet kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir." (Yargıtay 8. CD. 25/01/1994 tarih, 1221-379 sayılı kararı)


Yargıtay 12. HD. 2016/28231E., 2016/22743 K., ;


"...Somut olayda, borçlu şirketin takip talebinde bildirilen; adresine çıkarılan ödeme emri tebliğ evrakının, muhatabın gösterilen adresten ayrıldığı şerhiyle tebliğ edilemeden iade edildiği, borçlu şirketin adresinin ticaret sicil memurluğundan sorulduğu, ticaret sicilinde kayıtlı adresinin; aynı adres olduğunun bildirildiği, ödeme emrinin, borçlu şirketin belirtilen ticaret sicil adresine Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği görülmekle TK’nun 35. maddesine göre, borçlu şirketin ticaret sicili adresine tebligat yapılabilmesi için, bu adrese daha önce bir tebligatın çıkarılması, ancak tebligatın yapılamamış olması yeterli olup, somut olayda borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresine çıkarılan tebligat, TK’nun 35. maddesine göre usulüne uygun bulunmaktadır. ” Görüldüğü üzere madde 35’e göre tebligat yapılabilmesi için muhatabına daha önceden tebligat yapılması ve o adreste tebligat işleminin gerçekleşmemesi gerekmektedir..."


Yargıtay 4. CD. 2016/12703 E., 2016/13448 K.;


"...Kararın kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında çağrı kağıdının önce ilk karardaki adresine tebliğe çıkarıldığı, bu adreste bulunan hükümlünün annesinin oğlunun elektrikçi olarak çalıştığını, hak kaybına uğramaması için çağrı kağıdının işyeri adresine tebliğ edilmesini istemesi üzerine, anılan adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ dönmesi nedeniyle aynı adrese Tebligat Kanununun 35.maddesine göre tebligat yapıldığının anlaşılması karşısında, hükümlünün sonradan bildirilen ve daha önce tebligat yapılmamış olan adresin MERNİS adresi olmamasına rağmen Tebligat Kanununun 35.maddesi uyarınca yapılan tebligat geçerli olmadığından.” Görüldüğü üzere 35.maddeye göre tebligat yapılabilmesi için muhatabın tebligat yapılan bilinen en son adresinde iade edilmiş olması daha sonra 35’e göre çıkarılacak tebligatın ise memis adresine yapılması gerekmektedir..."



UETS :


UETS diğer bir tabiri ile Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi, 7201 sayılı Tebligat Kanunu çerçevesinde hazırlanmış olan Elektronik Tebligat Yönetmeliğine uygun bir biçimde e-tebligat işlemlerinin yürütülmesi gayesiyle PTT tarafından kurulmuş durumda olan ve işletilen bir sistemdir.Elektronik tebligat sistemi yalnızca bir sistem üzerinden yürütülür. Ancak zaman zaman KEP (Kayıtlı Elektronik Posta Sistemi) ile UETS karıştırılmaktadır. Çünkü her iki sistem de kanunla kurulmuş ve bazı gerçek ve tüzel kişilere kullanımı zorunlu tutulmuştur. Ancak, sözü edilen bu iki sistem amaç ve kullanım olarak birbirlerinden oldukça farklıdır.Kanunda UETS hesabı kullanması zorunlu tutulan gerçek ve tüzel kişiler vardır ; UETS, avukatlar, Kamu Kurum ve Kuruluşlarıyla birlikte özel şirketler, noterler vb. kanun dahilinde yer almakta olan bütün tüzel ve gerçek kişilikleri kapsamaktadır. Bu kapsama girenlere tebligatlarını elektronik olarak iletme mecburiyeti getirilmiştir.Bu UETS adresine sahip durumda olanlara gelen e-tebligat gönderileri için alıcılara bildirimin gerçekleştirilebilmesi için vermiş durumda olduğu mail adresine, bilgilendirme maili ya da SMS üzerinden bilgilendirme mesajı gönderimi gerçekleştirilmektedir. E-tebligat ilgili alıcıya teslim edildiği tarihten itibaren alıcı tarafından açılmamış olsa bile beşinci gün ssonunda tebliğ geçerli nitelikte sayılacaktır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2019/12-623 E., 2020/9 K.,14.01.2020 T. ;


"...Somut olayda karar düzeltme istemine konu Hukuk Genel Kurulunun bozma kararının alacaklı vekiline tebliğine ilişkin e-tebliğ mazbatasının incelenmesinde; “Tarih 30.07.2019 Muhatap hesabına teslim edilmek üzere UETS tarafından teslim alındı, 30.07.2019 Tebligat alıcı için ayrılmış tebligat alanına (hesabına) başarılı bir şekilde konuldu, 04.08.2019 Tebligat alıcının hesabına iletilmesine müteakip mevzuat gereği belirlenen süre sonunda otomatik olarak okundu sayıldı” seklinde açıklamaların yer aldığı görülmektedir.


Elektronik Tebligat Yönetmeliği’nin 9. maddesinde belirtildiği üzere UETS Elektronik tebligat mesajını zaman damgasıyla ilişkilendirerek 30.07.2019 tarihinde muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştırmış olup, elektronik yolla tebligat muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen besinci günün sonunda yapılmış sayılacağından bozma kararının 04.08.2019 tarihinde alacaklı vekiline tebliğ edildiği, 10 günlük karar düzeltme süresinin son gününün Kurban Bayramı’nın dördüncü günü olan 14.08.2019 tarihine rastladığı, resmi tatil olması sebebiyle IIK’nin 19. maddesinin 3. fıkrası gereğince müddetin 15.08.2019 tarihinde biteceği, karar düzeltme isteminin ise yasal 10 günlük süreden sonra 19.08.2019 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır..."



Yargıtay 10. HD., 2018/4120 E. , 2018/6993 K., 25/09/2018 T.;


"...Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair 21.03.2018 tarihli kararın, davacı kurum vekiline elektronik tebligat yolu ile 13.04.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin 30.04.2018 tarihli temyiz isteminin, iki haftalık yasal sürenin geçtiğinden bahisle reddine dair karar verildiği anlaşılmaktadır.

19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 7/a maddesinde; Tebligata elverişli bir elektronik adres vererek bu adrese tebligat yapılmasını isteyen kişiye, elektronik yolla tebligat yapılabilir.

Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikle belirlenir.” Hükümleri dikkate alındığında, elektronik yolla davacı vekiline 13.04.2018 tarihinde yapılan tebliğden 5 gün sonra tebliğ yapılmış sayılması gerektiğinden, 30.04.2018 tarihli temyiz isteminin yasal iki haftalık süresi içinde yapıldığı anlaşılmaktadır..."


Yargıtay 9.HD., 2019/ 3962 E., 2019 / 16152 K., 18.09.2019 T.;


"..."25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun geçici 1. maddesinin 4. fıkrasında “İlk Derece Mahkemeleri tarafından bu Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önce verilen kararlar, karar tarihindeki kanun yoluna ilişkin hükümlere tabidir.” düzenlemesi bulunduğu, İlk Derece Mahkemesi karar tarihinin 26.07.2017 olduğu, buna göre karar tarihinde yürürlükte olan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 8. maddesinin 3. fıkrası uyarınca temyiz süresinin gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 8 gün olduğu anlaşılmakla gerekçeli karar temyiz talebinde bulunan dahili davalılar vekiline e-tebligat ile 06.03.2019 tarihinde tebligat alanına başarılı bir şekilde konulduğu, aynı tarihte tebligatın alıcısı tarafından açıldığı, ancak 8 günlük temyiz süresi geçtikten sonra 19.03.2019 tarihinde kararın dahili davalılar vekili tarafından temyiz edildiği, buna göre temyizin süresinde yapılmadığı anlaşıldığından dahili davalılar vekilinin temyiz isteminin süreden dolayı REDDİNE, dava dosyasının İlk Derece Mahkemesi'ne, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 18.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi..."


640 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

HUKUK MESLEKLERİNE GİRİŞ SINAVI

24 Ekim 2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun ile düzenlenen “Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı”; hukuk fakültesinden mezun olanlar ile yabancı bir hukuk fakültesini bitirip de Türkiye’deki h

AVUKATLIK ÜCRET SÖZLEŞMESİ

1-) AVUKATLIK SÖZLEŞMESİNİN TANIMI UNSURLARI VE HUKUKİ NİTELİĞİ A- TANIMI Tanımı : Avukatlık sözleşmesi avukatlık vasfını kazanmış bir meslek mensubunun, hukuki ilişkilerin düzenlenmesi, her tür hukuk

bottom of page