6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 305/A; Hükmün Tamamlanması
top of page

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 305/A; Hükmün Tamamlanması

Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’na 7251 sayılı Kanun1 ile 305/A maddesi eklenmiştir. Bu maddeyle nihaî karar verilmiş ve bundan sonra hükmün tamamlanması imkânı doğmuştur. Düzenleme şu şekildedir ;


6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 305/A

“Taraflardan her biri, nihai kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir.”


Türk hukukunda bu hükmün tamamlanması Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 305/A maddesinde düzenlenme alanı bulmuştur. Hükmün tamamlanması düzenlemesinin asıl amacı, eksik olan nihaî kararların tamamlayabilmektir. Bu amaç göz önüne alındığında, hükmün tamamlanması etkin hukukî himayenin sağlanmasına hizmet eder. Mahkemenin, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar vermediği hallerde, asıl karardaki bu eksiklikler sonradan tamamlanabilir. Hükmün tamamlanabilmesi için taraflardan birinin talebi gereklidir. Hükmün tamamlanması talebi mahkemece kabul görür ise, hüküm ek bir karar vermek suretiyle tamamlanır. Hükmün tamamlanması düzenlemesinin amacı, eksik olan nihaî kararların tamamlanmasını sağlamaktır. Bu tamamlama yoluyla mahkemenin vermiş olduğu kararın değiştirilmesi ve düzeltilmesi mümkün değildir.


7251 sayılı Kanun değişikliği ile HMK’ da kabul edilen, aslında kanun değişikliği ile mümkün olan tek kendine has ve yenilik getiren düzenlemedir. Beşinci Kısım İkinci Bölüm Başlığı “Hükmün Tashihi, Tavzihi ve Tamamlanması” şeklinde değiştirilmiştir. Ayrıca HMK kapsamında “Hükmün Tamamlanması” başlığıyla yeni bir madde getirilmiş olmuştur.

HMK MADDE 305/A'NIN GEREKÇESİ


1086 sayılı Kanunun 455 inci maddesindeki düzenlemeye karşılık gelen bu madde ile hükmün tavzihi konusu yeniden düzenlenmiştir. Maddeye göre, bir hükmün cebrî icra yoluyla yerine getirilmesinde veya uygulanmasında tereddüt doğurabilecek diğer hâllerde; icraya konu olan hüküm bir eda davasına ait ise icrası tamamlanıncaya kadar, diğer durumlarda, yani tespit hükümlerinde veya inşaî hükümlerde ise uygulanması söz konusu olduğu sürece tavzih yoluna başvurulabilmesi öngörülmüştür. Maddenin ikinci fıkrası ile tavzihin sınırları belirtilmiştir.


Yargıtay 18.HD, 2016/5018 E., 2016/9924 K., 21.06.2016 T. ;

“…Davacı lehine takdir edilen maktu vekalet ücreti, davalı vekilinin tavzih istemi üzerine yeni bir karar ile kaldırılmıştır. Bu kararın temyizi üzerine uyuşmazlığa bakan Daire, HMK madde 305 hükmünü vurgulayarak, mahkemenin asıl kararında davacı vekili yararına hükmedilen vekalet ücretinin tavzih yoluyla kaldırılmasını Kanun’a aykırı bulmuştur.Daire’ye göre bu içerikteki bir tavzih isteminin mahkemesi tarafından reddi gerekirdi…”


Yargıtay 4.HD, 2016/11278 E., 2019/102 K., 16.1.2019 T. ;

“…Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 16.01.2019 tarihli yeni bir kararında da, davalı vekili tarafından, lehine vekalet ücreti takdiri gerekirken kararda buna yer verilmemesi üzerine tavzih yoluyla hükmün düzeltilmesi istemiyle yapılan başvurunun Mahkeme tarafından kabulü ele alınmıştır. Daire, Kanun 305.madde hükmünü yazarak, hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve borçların tavzih yoluyla sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği, değiştirilemeyeceğini vurgulamıştır;

hakim hüküm verdikten ve davadan elini çektikten sonra temyiz edilerek hüküm bozulmadıkça o davaya yeniden bakamayacak ve verilen hükmü değiştiremeyecektir

Bu gerekçeyle, Mahkemenin tavzih yolu ile hükümde unutmuş olduğu talepler hakkında karar verip bunu hükme ekleyemeyeceği, aynı şekilde hüküm verirken unutmuş olduğu vekalet ücreti veya faiz hakkında tavzih yolu ile bir karar verip bunu hükmüne dahil edemeyeceği, kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiyi de tavzih yolu ile gideremeyeceği sonucuna varmıştır Yargıtay 4.Hukuk Dairesi.

İstikrar kazanmış bu içtihat, çoğu durumda makul sürede sonuçlandırılamayan davalarda, usul kurallarına yönelik eksik bilgiler nedeniyle sürecin uzamasının önüne geçilmesi anlamında önemlidir. Hak ve borçların tavzih yoluyla düzeltilmesi mümkün olmadığından, karara yönelik istinaf ve/veya temyiz başvurusu yapılması gereken bir durumda tavzih yoluna başvuru yapılmamalıdır. Aksi taktirde sürecin epey uzaması söz konusu olabilecektir…”


Yargıtay 9. HD, 2011/54374 E., 2012/92 K., 16.01.2012 T. ;

“…6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 305. Maddesi uyarınca “Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez”.

Dosya içeriğine göre davacının işçilik alacakları için açtığı davada ücret alacağının yargılama sırasında ödenmesi nedeni ile konusuz kaldığı, diğer işçilik alacaklarının ise ödenmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve davalı vekilinin temyizi üzerine verilen karar onanarak kesinleşmiştir. Kesinleşen karardan sonra davalı vekili bu kez davanın kısmen kabulü nedeni ile lehlerine vekalet ücretine karar verilmediğini belirterek, tavzih yolu ile vekalet ücretinin hüküm altına alınmasını talep etmiş, mahkemece tavzih isteği kabul edilerek, vekalet ücreti hüküm altına alınmıştır.

Somut uyuşmazlıkta hüküm yeterince açık ve bir birine aykırı fıkralar içermediği gibi davacıya vekalet ücreti tavzih yolu ile yüklenerek davacının borcu tavzih yolu ile genişletilmektedir. Tavzih istemi üzerine verilen karar yasanın yukarda belirtilen düzenlemesine açıkça aykırıdır. Tavzih istemin reddi yerine yazılı şekilde kabulü hatalıdır…”


6.368 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

HUKUK MESLEKLERİNE GİRİŞ SINAVI

24 Ekim 2019 tarihinde yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun ile düzenlenen “Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı”; hukuk fakültesinden mezun olanlar ile yabancı bir hukuk fakültesini bitirip de Türkiye’deki h

AVUKATLIK ÜCRET SÖZLEŞMESİ

1-) AVUKATLIK SÖZLEŞMESİNİN TANIMI UNSURLARI VE HUKUKİ NİTELİĞİ A- TANIMI Tanımı : Avukatlık sözleşmesi avukatlık vasfını kazanmış bir meslek mensubunun, hukuki ilişkilerin düzenlenmesi, her tür hukuk

bottom of page