Tapu Tahsis Belgesine dayalı Tapu İptal ve Tescil Davası
top of page

Tapu Tahsis Belgesine dayalı Tapu İptal ve Tescil Davası

Güncelleme tarihi: 31 Ara 2020

Tapu Tahsis Belgesine dayalı tapu iptal ve tescil davasının; koşulları, tarafları, yetkili ve görevli mahkeme, zamanaşımı ve diğer dava ile ilgili diğer düzenlemeler.


1-) Tapu Tahsis Belgesinin tanımı (TTB) ;


Tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmaya belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilmesi için ayrıca aşağıdaki koşulların varlığı da gerekmektedir.

2-) TTB kapsamındaki yerin tapusunun hak sahibi adına tescili için gerekli koşullar ;


1-) Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması,


2-) Tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasa’nın 18.maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı ile değişik 2981 sayılı yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması,


3-)İlgilisine tapu tahsis belgesi gereğince başka bir yerden tahsis yapılmamış olması,


4-)Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması,


5-) Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacı ile mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması,


6-) Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdii mahalline depo edilmiş olması,


7-) İmar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabii tutulan parselden 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir.


8-) Mahkemece, yukarıda belirtilen koşullar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucunda, tescil isteğinin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiği halde, 3290 sayılı yasa değişik 2981 sayılı yasanın 10/C-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (DOP) davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir.


3-) Tapu tahsis belgesine dayanarak kimler tescil talebinde bulunacaklar;


Tapu tahsis belgesi sahibi, mirasçıları ve tapu tahsis belgesi sahibi, tapu tahsis belgesinden kaynaklanan haklarını devir ve temlik etti ise devir ve temlik alanlar tapu tescil talebinde bulunabilirler.


4-) Tapu tahsis belgesini sahibine kazandıracağı haklar;


Tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp, zilyetliği ispatlayan bir belgedir. Bu nedenle sahibine, zilyetlik ve yukarıdaki koşullar var ise tapu iptal ve tescil talebinde bulunma haklarını verir. Tapu tahsis belgesi verilen hak sahibine ‘’verilecek tapuya esas teşkil edecek’’ belge niteliğindedir.

Anayasa Mahkemesi tapu tahsis belgesi sahibinin tapu iptal ve tescil talebinin redd edilmesinin mülkiyet hakkının ihlali olmadığına karar vermiştir. Anayasa Mahkemesi, Ayşe Öztürk, B.No:2013/6670 sayılı kararında;


Anayasa Mahkemesi, 2981 sayılı Kanunun 10’uncu maddesindeki şartların yerine getirilmemesi nedeniyle tapu tahsis belgesine konu taşınmazın belge sahibi adına tescil edilememesi, başvurucunun, meşru beklenti kapsamında dahi bir hak veya alacağının olmadığı, başvurucuyu, taşınmazın mülkiyetini elde etme konusunda meşru bir beklentiye sevkedecek bir kanun hükmü veya yerleşik yargısal bir içtihat da bulunmadığından, başvurucunun, Anayasa'nın 35. maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkına ilişkin korumadan yararlandırılmasının mümkün olmadığını kabul etmiştir.


Yine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, tapu iptal ve tescil talebi rededilen belge sahibinin mülkiyet hakkının ihlal edilmediğine karar vermiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Anat ve Diğerleri/Türkiye, Başvuru No:37899/04,24/04/2011 tarihli kararında;


Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, tapu tahsis belgesi verilen taşınmazların kamu malı niteliğinde olduğu, bu taşınmazlarda kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyet hakkının kazanılmasının mümkün olmadığı, tapu tahsis belgesi sahiplerinin uzun süre taşınmazı kullanmalarının mülkiyet hakkının kazanılmasına gerekçe olamayacağı, bu belgenin şartlı bir hak sağladığı, 2981 sayılı Kanun'un 10'uncu maddesinde tapu tahsis belgesine dayalı olarak tapu kaydı alınmasının bazı şartları olduğu, bu şartların yerine getirilmemesi sebebiyle tapu kaydı verilmemesi hâlinde, sadece bu belgeye dayalı olarak kullanan kişiden taşınmazın alınması ile idareden alacaklı konuma geldiğinden söz edilemeyeceğini kabul etmiştir.


5-) Tapu iptal ve tescil talebi reddedilen hak sahibine denkleştirici adalet ilkelerine göre tazminat ödenmelidir.


Tapu tahsis belgesi sahibinin tapu iptal ve tescil talebi reddedilirse yada tapu iptal ve tescil davası ile birlikte terditli olarak tazminat talep edebilir. Hükmedilecek tazminat denkleştirici adalet ilkelerine göre hesaplanarak ödetilmelidir.


Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E.2017/1752, K.2019/499, T. 30.09.2019 tarihli kararı ile;

''...Dava konusu taşınmazın İSKİ koruma bandı kapsamında kalması nedeniyle davacı adına tescilinin mümkün olmaması, davacının da 2981 sayılı Kanun’un 13’üncü maddesi gereğince bir başka yerden taşınmaz tahsisini talep etmediği hususları dikkate alındığında davacı ödemiş olduğu bedelin iadesini talep etmekte haklıdır. Fakat yukarıda da ifade edildiği üzere tapu tahsis belgesi zilyetliği gösteren belge olduğundan davacı tarafından ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereği güncelleştirilmiş değerine hükmolunması gerekirken, taşınmazın rayiç bedelinin tahsiline karar verilmesi doğru değildir. kararını vermiştir...''


(Hukuk Genel Kurulu kararının tam metni için tıklayınız.)


6-) Tapu tahsis belgesinden kaynaklanan hakların başkasına devri;


Tapu tahsis belgesi ile sahibinin sahip olduğu şahsi nitelikteki hak mirasçılara intikal etmektedir. Aynı şekilde tapu tahsis belgesi sahibi tarafından başkasına devir ve temlik edilebilmektedir. Hak sahiplerine tahsis edilen gecekonduları satış sözleşmesiyle temlik alan kişilerin de kanun gereğince aynı koşulları taşımaları gerekmektedir.


7-) Tapu Tahsis Belgesi alabilecek kimseler;


Gecekondu sahibinin hak sahibi olabilmesi için, kendisinin veya eşinin veya reşit olmayan çocuğunun oturduğu Belediye ve mücavir alanları içinde tapu tahsis belgesinin düzenlendiği tarihten ÖNCE ev yapmaya elverişli bir arasasının veya konut olarak kullanılabilecek bir yapısının bulunmaması yeterli ve gerekli görülmüştür.


8-) Tapu Tahsis Belgesi verilen taşınmazlar;


Dar gelirli vatandaşların mağduriyetini gidererek bu durumda olanlara aileleriyle birlikte barınma olanağı sağlamak için hazine, belediye, il özel idaresi ve vakıf arazisi üzerine yapılan, barınma amacıyla ya da kısmen barınma kısmen işyeri olarak kullanılan kaçak yapılar için tapu tahsis belgesi verilir.


9-) Tapu tahsis belgesi verebilecek kurumlar;


Vakıflar, Belediyeler ve Hazine tapu tahsis belgesi verebilir.


10-) Tapu tahsis belgesine dayalı tapu tescil davasında yetkili ve görevli mahkeme;


Tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptal ve tescil davasında yetkili mahkeme taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. Görevli mahkeme ise Asliye Hukuk Mahkemesi’dir.


11-) TTB'sine dayalı tescil talebinde hak düşürücü süre ve zamanaşımı;


Tapu tahsis belgesine dayalı tescil davasında, tapu tahsis belgesi sahibinin ‘’KAZANILMIŞ HAKKI’’ vardır. Bu nedenle hak düşürücü herhangi bir süre veya zamanaşımı olmadan tescil davası açabilir. Hak düşürücü süre ve zamanaşımını iddiaları ile diğer hususlardaki iddiaları somut olaylar ışığında incelemek daha doğru olacaktır.


(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 04.12.1996 T. 1996/14-763-864 E.)


12-) Tapu Tahsisli yerden DOP kesintisi yapılması;

Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu 2009/3220 E., 2009/35 K. 19.02.2009 Tarihli kararı;


''....2981 sayılı Kanunun 3290 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesinin ( a ) bendinde; bu Kanun hükümlerine göre hazine, belediye, il özel idaresine ait veya Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün idare ettiği arsa veya araziler üzerinde gecekondu sahiplerince yapılmış yapıların 12. madde hükümlerine göre tespit ettirildikten sonra kayıt maliki kamu kuruluşunca bu yerin hak sahibine tahsis edileceği ve bu tahsisin yapıldığının tapu sicilinin beyanlar hanesinde gösterilerek ilgilisine "Tapu Tahsis Belgesi" verileceği, Tapu Tahsis Belgesinin ıslah imar planı veya kadastro planları yapıldıktan sonra hak sahiplerine verilecek tapuya esas teşkil edeceği kuralı yer almıştır.


Değinilen bu Yasa kuralında sözü edilen 'Tapu Tahsis Belgesi"nin taşınmazın mülkiyetini belge sahibine nakleden veya mülkiyeti tespit eden bir tapu niteliğinde olmadığı ancak Yasa ile belirli koşulların varlığı halinde gecekondu sahibine verilecek tapuya esas teşkil eden bir belge olduğundan kuşku yoktur.


Olayda ise, davacıya gecekondusunun işgal ettiği 400 m2 karşılığında tapu tahsis belgesi verildiği, daha sonra düzenlenen ıslah imar planı ile yapısının bulunduğu yerde oluşturulan 218 m2 yüzölçümlü imar parselinin kendisine müstakilen tahsis edildiği, uyuşmazlığın Yasada öngörülen %35 oranı üzerinde düzenleme ortaklık payı alındığı noktasından kaynaklandığı, aynı gerekçe ile de İdare Mahkemesince işlemin iptaline karar verildiği temyiz dosyasının incelenmesinden anlaşılmaktadır.


Oysa yukarıda da değinildiği gibi tapu tahsis belgesi, mülkiyeti tespit eden nitelikte bir belge olmadığından bu belge sahibinin halen idarenin mülkiyetinde bulunan taşınmazın bir kısmının düzenleme ortaklık payı olarak alındığı iddiasını ileri sürebilmesi mümkün değildir. Zira, Yasada öngörülen düzenleme ortaklık payının ancak tapulu mülkler için söz konusu olabileceği açıktır.


Bu husus gözetilmeksizin davacıya yapısının bulunduğu yerde oluşturulan 218 m2'lik parselden başka arsa tahsis edilmediği gerekçesiyle işlemin iptalinde isabet görülmemiştir...'' şeklindedir.

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page